Zengin olma hayallerimiz hiçbir musibetle dinmiyor. Hep kısa yoldan, çabucak diye yıllarca çalışıp, didinip biriktirdiğimizi tek kalem de hayali bir vaade yatırıyoruz. Uzmanlar, bilenler her zaman uyarıyor, konuşuyor, videolar, makaleler yayınlıyor. Ama nafile... Onları ya cahillikle ya da bilmemezlikle suçlayarak susturup bastırıyoruz...
Ne büyük cesaret değil mi!
Tabi yalnızca bunun yanlış olduğunu yazmakta değil niyetim. Güven sorunumuz hep varmış ama biz ondan zerre ders alamamışız. Büyük oluşumlar olunca, ardında devlet güvencesi var mı yok mu düşünme gereği duymuyoruz bile. Nedir bizim zengin olmak için olanı da kaybetme hırsımız anlayamıyorum.
Toplumum da işsizlik, ekonomik sıkıntılar her zaman var. Fakat dönüp baktığım da bu işe elin de evi, arabası ve banka da birikimi olanlar daha çok destek veriyor. Benim etrafım da bu işle meşgul olmayan sayılı kişiler kalmıştı. Bir çoğumuzda da eminim tablo böyle yada benzerdir.
Hayale inanmak ve gerçekten kaçmak bize her zaman pahalıya mal olmuştur. Ama nedense hepte cazip gelmiştir. Hiçbirimiz hakedilmiş kazancımıza burun indirmiyor hep daha fazlası diye hırslanıyoruz. Üstelik bu hırs bize sadece para değil huzurumuzu da kaybettiriyor. Eşinin buraya yatırdığı paralar yüzünden aile huzuru kalmayan bir kadının yazdığı yazılara şahit oldum sosyal medya üzerinden. Bugün eminim ki eşini bir türlü ikna edememesi ve sonucunda böyle olması aile için de ciddi bir kırılmaya neden olmuştur. Bunun gibi daha niceleri diyebiliriz elbete ki.
Bütün bunları anlatıpta bunca parayı alarak ortadan kaybolan suçluya birşey denmez mi? Elbette söylenecek çok şey var. Çiftlik bank olayı henüz soğumuş, olayın gırgırını bile yapanlar yeni susmuşken şimdi de kripto para olayı gündeme gelince insan neden kimseye güven kalmamış diye sormadan edemiyor. Ama söz konusu para olunca neden güvenelim ki dememek içten değil. Çünkü şu gün para için, şiddetler, cinayetler, kardeşin kardeşe, evladın anneye babaya yatıkları ortadayken, insanoğlu neden hala bunca şeyden ders alamıyor...
Biz film izlemekten, sosyal medyada yaşamaktan gerçek hayatı unutuyoruz!
Gerçek bir hayalperest olmak kötü bir yaşam için kafidir...
Ama şunu hep hatırda tutmak gerekir ki ''insan için ancak çalıştığı kadarı vardır''!